Dinozorlar pek çok kişinin olduğu gibi benim de, özellikle küçükken, ilgi gösterdiğim bir konuydu.. Benimle aynı jenerasyonda olup da çocukluğunda Denver isimli dinozorun maceralarını anlatan çizgi filmi (Denver, the Last Dinosaur) izlemeyen yoktur herhalde.. Sonrasında ise tabii ki Steven Spielberg’ün Jurassic Park’ını izleyip hepimiz birer T-Rex hayranı oluvermiştik 🙂 Yaş ilerledikçe ilgimiz haliyle biraz azaldı ama, bu durum Şanghay’a dinozorların geldiğini duyunca bilet almaktan alıkoyamadı beni 🙂
“Walking with Dinosaurs – The Arena Spectacular” adlı gösteri aslında zamanında BBC’de yayınlamış olan, dinozorları anlatan 6 bölümlük belgesel-dizinin gerçek hayata uyarlanmış hali.. 2007 yılından beri dünyanın bir çok yerinde sergilenen milyon dolarlık bir yapım kendisi.. Biz de hem bu pahalı prodüksiyonu, hem de bu vesileyle ünlü Mercedes-Benz Arena’yı görmek üzere biletlerimizi alıp gösteri günü olan 22 Ocak Cumartesi sabahını beklemeye başlamıştık..
Gösteriden evvel gösterinin yapıldığı Mercedes-Benz Arena ile ilgili de birşeyler söylemeden geçemeyeceğim.. Pudong’da Expo fuar alanına inşa edilmiş olan bu devasa salon aynı zamanda Mercedes’in Almanya dışında sponsor olup ismini verdiği ilk mekan.. İstanbul’daki muadilleri olan Abdi İpekçi, Sinan Erdem gibi salonlarla karşılaştırınca biraz sönük kalıyor demek isterdi gönül ama maalesef tam tersi 🙂 Gerçekten de dışı ayrı, içi ayrı güzel bir mekan yapmışlar buraya.. Bir çok aktivite için de ideal.. Ben sabırsızlıkla burada oynanacak ilk basketbol maçını beklemeye başladım mesela 🙂
Son olarak gösteriden de bahsetmek gerekirse, bire bir boyutta canlandırılan dinozorlar epeyce gerçekçiydi.. İki bölümden oluşan gösteride bir çok farklı dinozor türünü kronolojik sırada görme imkanı bulduk.. Etrafımızdaki seyircilerin çoğu küçük çocuklar olduğu için arada konsantrasyonumuz dağıldı tabii ama olsun 🙂 Ben tabii gösteriyi izlerken bir yandan da salonu inceliyordum, tribünler, localar, ışıklandırma sistemi vs. gösterinin kendisinden etkilendiğim kadar Mercedes-Benz Arena’dan da etkilendim.. Gerek “Walking with Dinosaurs” adlı bu gösteriyi, gerek de Mercedes-Benz Arena’yı görmenizi şiddetle tavsiye ederim 🙂
Siteye yazıları seyrek girmeye devam 🙂 Hatta şimdiden söylemeliyim ki, gelecek hafta büyük ihtimalle yaprak kımıldamayacak sitede.. Kısmetse yarın sabah itibariyle çıkacağımız yolculukta kadim dostum ve sevgili eşiyle buluşup eğlenceli 1 hafta geçirmeyi planlıyoruz.. Sonrasında Şanghay’a döndüğümüzde ise iki adet misafirimiz olacak.. Hemşom ve sıkı dostum kurban bayramı tatilinden istifade ederek Şanghay’ı ziyaret edecekler.. E tabii ben de onlara şehri mümkün mertebe göstermeye çalışacağım.. Hatta bununla ilgili bir yazı dizisi yazmayı da planlıyorum.. Gün be gün gittiğimiz gezdiğimiz mekanları Şanghay’ı ziyaret edecek olanlara yardımcı olması açısından burada yazmaya çalışacağım.. Tabii zaman bulabildiğim ölçüde 🙂
Bu girizgahın ardından, asıl konumuza dönecek olursak, bildiğiniz gibi 6 ay süren Şanghay Expo Dünya Fuarı 2010 maratonu geçtiğimiz haftasonu itibariyle sona erdi.. Ben de Expo ile ilgili sayısal veriler, istatistikler içeren özet bir yazı yazmayı planlıyordum.. Ne var ki, yoğunluktan istediğim kadar araştırma yapamamış ve yaptığım zamanlarda da istediğim bilgileri bulamamıştım.. Ta ki Alptekin Bey’in gruba attığı maili okuyana kadar 🙂 Kendisi sağolsun tam benim istediğim gibi bir dokümanı grup üyeleriyle paylaştı.. Ben de kendisinin izniyle dokümanın içeriğinin bir kısmını buraya koyacağım..
Öncelikle ay bazlı Expo ziyaretçi sayılarına bir bakalım:
Mayıs
8.000.000
Haziran
13.000.000
Temmuz
13.800.000
Ağustos
12.000.000
Eylül
10.500.000
Ekim
15.700.000
Peki bu ziyaretçiler en çok hangi ülkelerin pavyonlarını ziyaret etmiş acaba:
Afrika Birleşik Pavyonu
20.000.000
Çin Eyaletler Pavyonu
14.000.000
Fransa Pavyonu
10.000.000
Çin Ulusal Pavyonu
9.100.000
Avustralya Pavyonu
8.000.000
Endonezya Pavyonu
8.000.000
Polonya Pavyonu
8.000.000
Hollanda Pavyonu
8.000.000
Rusya Pavyonu
7.500.000
ABD Pavyonu
7.300.000
İngiltere Pavyonu
7.200.000
Türkiye Pavyonu
7.000.000
İspanya Pavyonu
7.000.000
İtalya Pavyonu
7.000.000
Görüldüğü üzere ülkemiz pavyonu epeyce bir ziyaretçi çekmiş.. Bunda özellikle dondurmanın ve iskenderin payının yadsınamayacağını düşünüyorum 🙂
Bunun dışında fuar ile ilgili bir kaç genel bilgi daha var:
Toplam Ziyaretçi Sayısı
73.084.400
Günlük Ortalama Ziyaretçi
397.200
UBPA Alanı Ziyaretçi Sayısı
9.865.700
İzmir Pavyonu Ziyaretçi Sayısı
721.800
Fuar Alanı Büyüklüğü
5,28 km2
Katılan Ülke Sayısı
189
Katılan Uluslar arası Organizasyon
57
Expo İçerisindeki Gönüllü Sayısı
80.000
Şanghay’daki Gönüllü Sayısı
130.000
Ve son olarak da Expo ile ilgili bazı finansal verileri de aşağıda görebilirsiniz:
Satılan Expo Pasaportu Sayısı
10.000.000
Expo’yu Ziyaret Eden Lider Sayısı
100
Yabancı Medya Görevlisi Sayısı
2.000
Expo Süresince Düzenlenen Gösteri
22.900
Expo Bütçesi
$60.000.000.000
Uluslar arası Uçuş Sayısı
300.000
Uluslar arası Yolcu Sayısı
40.000.000
Otel ve Restoranlara Ödenen Miktar
$7.500.000.000
Şanghay ve Çevresindeki Turizm Hareketi
$12.000.000.000
Ziyaretçi Başına Şanghay’da Harcama
$223
Ziyaretçilerin Toplam Harcaması
$16.300.000.000
Bu arada karşılaştırma yapmak isterseniz, Beijing Olimpiyatları için ayrılan bütçenin 45milyarUSD, yani Expo’nun bütçesine oranla epeyce düşük kaldığını da belirtmek isterim..
Bu verileri sağladığı için Alptekin Bey’e bir kez daha teşekkür ediyor, yaklaşık 10 günlük bir süre için Şanghay Rehberi’ndeki aktivitelerimi askıya alıyorum 🙂
Kapılarını resmi olarak açtığı 1 Mayıs’tan bu yana Şanghay Expo Dünya Fuarı hemen her gün gerek yerli gerek yabancı birçok ziyaretçiyle doldu taştı diyebiliriz.. 31 Ekim itibari ile kapanışı yapılacak olan fuarı gezmeniz için önünüzde 1 haftadan daha az bir zaman kaldığını hatırlatmak isterim.. Bu arada fuar öncesinde Şanghaylı yetkililerin beklentisi olan 70milyon adet ziyaretçi eşiğide geçtiğimiz hafta sonu itibariyle aşıldı..
Bir de rekor kırıldı bu arada 16 Ekim günü.. Günlük ziyaretçi sayısı rekoru.. O gün Expo’ya gitmek için gerçekten yanlış bir günmüş 🙂 Aşağıdaki resimlerde de görebileceğiniz gibi, havanın mevsim normallerinin üzerinde bir şekilde güzel olmasının, haftasonu olmasının ve Expo’nun bitmek üzere olmasının etkisinin en fazla hissedildiği gün olmuş 16 Ekim Cumartesi günü.. O gün Şanghay Expo’yu 1.032.700 kişi ziyaret etmiş ve bu bir rekor olarak tarihe geçmiş.. Önceki rekor Osaka’da 1970 senesinde düzenlenen Expo Fuarı’na aitmiş.. 16 Ekim’den bazı karelerle başbaşa bırakayım sizi 🙂
Yukarıda da söylediğim gibi artık bu büyük fuarın son haftasına girmiş bulunmaktayız.. Son hafta biletleri normal biletlere oranlar daha pahalı olacak.. Elinde normal bilet olanlar 40RMB ödeyerek son hafta biletine çevirebilecekler biletlerini.. Benim düşüncem, bugüne kadar gitmediyseniz, keşke gitseydiniz 🙂 Çünkü son hafta içerisinde de gene epeyce kalabalık olacağını düşünüyorum Expo Fuarı’nın..
Böyle bir organizasyona imza atan Şanghay kentini de ayrıca tebrik etmek istiyorum.. Fuar öncesinde ve esnasında şehrin gerçekten değiştiğini gözlerinizle görebiliyorsunuz.. Ulaşıma yaptığı katkının (yeni metro hatları, otobüsler, taksiler vs.) yanı sıra Şanghay’ın neredeyse tamamının yenilenmesini sağladığını söyleyebiliriz bu fuarın.. Umarım bir gün bizim bir şehrimiz de bu fuarı düzenler ve o şehrimizin de altyapısı/üstyapısı bu şekilde değişir, gelişir..
Yıllar süren hummalı çalışmaların ardından nihayet beklenen gün geldi ve Şanghay Expo 2010 bugün itibariyle resmi olarak açıldı.. Dün akşamki, olimpiyat açılışını bile geride bıraktığı söylenen, inanılmaz görsellikler barındıran açılış törenini kaçıranlar için kısa bir özet içeren videoyu buraya da koymak istedim..
Fuar alanına girdikten sonra ister istemez Türkiye ile ilgili neler var acaba diye düşünüyor insan.. Türkiye pavyonunun olduğunu zaten biliyorduk, bunun dışında İzmir’in de Büyük Kanal Projesi’ni tanıtmak amacıyla fuarda standının olduğunu Alptekin Bey vasıtasıyla öğrendik.. İlk amacımız bu iki mekanı gezmekti..
İzmir standı fuarın Puxi tarafında, Türkiye pavyonu ise Pudong tarafında yer alıyor.. İzmir standına gitmek için UBPA B-4 binasını bulmanız gerekiyor.. “Urban Best Practice Areas”ın yani “Kentsel Uygulama Alanlarının” kısaltması olan UBPA ile ilgili 6 farklı yapı ve her birinin içerisinde bir çok şehrin projeleri yer alıyor.. İzmir B-4’ün içerisinde.. Biz ziyaret ettiğimizde henüz tam olarak hizmet vermiyor olsa da artık çalışmaların sonuna gelindiği belliydi.. İzmir’in atık sularını kilometrelerce uzunlukta bir boru hattı ile toplayıp arıtma tesislerine ulaştıran ve bu sayede İzmir Körfezi’ne hayat veren bu proje için çok güzel bir stand hazırlanmış.. Standda İzmir’den buraya gelen Ertan Bey ile konuşma fırsatı bulduk, kendisi de daha stand tamamen açılmamasına rağmen gösterilen ilgiden gayet memnundu.. Ziyaretçiler, projeyi tanıtmak için hazırlanan platformun üzerine çıkarak bir nevi İzmir’i yukarıdan inceliyorlardı.. Ertan Bey’in yakın ilgisine teşekkür edip kendisine ve ekibine başarılar dileyerek mekandan ayrıldık..
Bu arada gene Puxi tarafında bulunan yemek binasında (World Food Court) Türk yemeği yiyebileceğinizi de belirtmek isterim.. Bizim haberimiz yoktu, karnımızı doyurmak için mekanın içine girdik, bir çok ülkenin mutfakları arasında gezerken bir de baktık şiş kebap 🙂 Sadece 28RMB vererek şiş dürümün lezzetine varmanız mümkün.. Bu arada nakit geçmiyor orada, mekanın girişinde 100RMB’lik kart alıp harcamalarınızı bu kart vasıtasıyla yapıyorsunuz.. Bunu da hatırlatmış olayım.. Türk mutfağında çalışan ve gene Expo için Türkiye’den buraya gelen 2 vatandaşımızla da biraz sohbet ettikten sonra (kendilerinden öğrendiğimize göre bir de “Şişman Büfe” varmış fuarın Pudong tarafında, Kanada Pavyonu’nun yanında, orada Maraş dondurması da varmış, ama biz maalesef ziyaret etme fırsatı bulamadık) vedalaşarak fuar gezimize kaldığımız yerden devam ettik..
Pudong’a feribotla vardıktan sonra yaklaşık en az bir 20 dk yürüdükten sonra ancak Avrupa ülkelerinin pavyonlarına geliyorsunuz.. Türkiye pavyonuna geldiğimizde günün yorgunluğu iyice üzerimizdeydi artık.. Yunanistan pavyonu ile yan yana olan pavyonumuz henüz açılmamıştı, orada da gene çalışmalar son sürat devam ediyordu.. Yalnız restoran kısmı açık gibi görünüyordu, hemen sorduk ve açık olduğunu öğrenerek yukarı çıktık.. Menüde tek bir yemek seçimi var: İskender! Meşhur İskender kebabımızı fuarın yabancı ziyaretçilerine tanıtmak için mükemmel bir fırsat 🙂 Zaten içeri girdiğimizde salonda bir çok Çinli misafir çoktan tadına bakmaya başlamıştı bile.. Biz de tabiiki boş durmadık ve öğleden önce yediğimiz şiş dürümün üzerine bir de öğleden sonra İskender yiyerek günü Türk yemeği gününe çevirdik.. Bu arada Türk Pavyonu’nun başındaki Suat Bey ile de tanışma fırsatı bulduk, kendisi sağolsun yakın ilgi gösterdi, o yoğunlukta bizimle de ilgilendi.. Pazartesi günü itibarı ile pavyonun açılacağını öğrendik kendisinden.. Karnımızı doyurduktan ve mekanda çalışan arkadaşlarla vedalaştıktan sonra ülkemizin pavyonunu da terk etme zamanı gelmişti..
Ne kadar yorucu bir gün olmuş olsa da insan kendi ülkesinden bir şeyler görünce tüm yorgunluğunu unutuyor gerçekten.. İzmir standındaki ve Türk pavyonundaki çalışmalar bize gösterdi ki Expo Fuarı boyunca gururla izleyeceğimiz iki adet mekanımız olacak.. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve başarılı bir 6 ay diliyorum kendilerine..
Şanghay Expo 2010 Fuarı’nın resmi açılışı her ne kadar 1 Mayıs gibi gözükse de organizatörler o gün hiçbir aksaklık olmamasını sağlamak adına fuar alanının açılışını çoktan yaptılar ve denemelere başladılar bile.. Geçtiğimiz hafta önce 400bin kişiyi fuar alanına getirerek ilk denemelerini yapmışlardı.. Genelde Şanghay ve çevresinde yaşayan halk fuar alanına gelmiş, girmiş, tesislerden ve olanaklardan faydalanmış ve bu sayede fuardaki eksiklikler resmi açılış öncesi not edilerek düzeltilmeye başlanmıştı..
Geçen haftasonu ise gene aynı “soft opening”, yani bir nevi yumuşak geçiş uygulması Cumartesi günü 100bin davetli ile, Pazar günü ise 200bin davetli ile devam etti.. Biz de Cumartesi günü Alptekin Bey’in bize sağladığı davetiyelerle Expo fuar alanını ziyaret ettik, güzel ve yorucu bir gün yaşadık.. Bu ziyaretle ilgili aklımda kalan bazı satırbaşlarından da tabii ki burada bahsetmezsem olmaz 🙂
Öncelikle Expo gezimize Puxi kısmından, yani nehrin batı tarafında kurulan fuar alanından başladığımızı belirteyim.. Bansongyuan Road üzerinde bulunan 3 no’lu girişe ulaşmak için yapmanız gereken önce 4 no’lu metro hattına ulaşmak ve Nanpu Bridge istasyonunda inmek.. İstasyon içerisinde Expo ziyaretçileri için hangi çıkışı kullanmaları gerektiğini belirten tabelalar mevcut.. Dışarı çıktığınızda ise önce ana caddenin karşısına geçiyoruz, sonra da hemen bir alt paralelindeki Bansongyuan Road’a ilerleyip sağa dönerek yürüyüşümüze başlıyoruz.. Yaklaşık 5 dk’lık yürüyüş sonrası ilk kontrol noktasına ulaşıyoruz..
Burada aynı zamanda bilet gişesi de bulunuyor ama tabii henüz açık değildi.. Ziyaretçiler kendilerine daha önceden verilmiş olan davetiyeleri güvenlik görevlerine göstererek fuar alanına ilk girişlerini yapıyorlar.. Biz de aynı şekilde yaparak ilk güvenlik noktasını geçtik ve gene aynı cadde üzerinde yürümeye devam ettik.. Birkaç dakikalık bir yürüyüşün ardından bu sefer asıl kontrol noktasına geldik.. Burada öncelikle sıraya girip havaalanlarındaki ciddiyetle yapılan bir güvenlik kontrolünden geçiyorsunuz.. X-ray’den geçtikten sonra görevliler tarafından bir kez daha üzeriniz aranıyor, bu arada çantanızdaki içecekleri orada bırakmanız isteniyor, çünkü daha önce de yazdığım gibi fuar alanına içecek sokulması yasak.. Güvenlik kontrolü sonrası biletinizi kullanarak turnikeden geçiyor ve resmi olarak fuar alanına giriş yapmış oluyorsunuz..
Benim öncelikli tavsiyem girişinizi Puxi’den yapmanız.. Çünkü her zaman için insanlar öncelikli olarak Pudong tarafından giriş yapmayı tercih ediyorlar.. Bunun nedeni asıl ülke pavyonlarının orada olması.. Ama Puxi’de de gezilecek bir çok yer mevcut.. Ayrıca sıkça yapılan feribot seferleri ile Pudong’a da istediğiniz zaman geçebilirsiniz.. Böylece giriş kuyruğunda bekleme sürenizi de minimuma indirgemiş olursunuz..
Fuar alanına girince ve gezmeye başlayınca ne kadar hummalı bir çalışmanın ürünü olduğunu görebiliyorsunuz.. Gerçekten de bu kadar büyük bir alanda bu kadar çok yapıyı bitirip yetiştirebilmek çok kolay bir iş değil.. Ne kadar büyük olduğu konusunda şöyle bir örnek verilebilir: Bazı seyahat acentalarının Expo fuar turu organizasyonları varmış ve 3 gün sürüyormuş tur.. 3 gün benim görüşüme göre de bu fuara ayrılması gereken minimum süre.. Biz bir günde, nerdeyse hiçbir standda veya pavyonda fazla süre geçirmeden gezmeye çalıştık ama hava karardığında hala göremediğimiz pavyonlar kalmıştı ve kelimenin tam anlamıyla ayaklarımıza kara sular inmişti.. Bu nedenle bir diğer tavsiyem de fuar gezinize birden çok gün ayırın ve mümkünse hafta içi ziyaret edin..
Fuarın Puxi kısmında genelde şehir planlaması ile ilgili standlar bulunuyor.. Bir çok şehir (aralarında İzmirimiz de var) yaptıkları projelerin ve tabiiki kendilerinin tanıtımlarını yapıyorlar.. Gene burada büyük bir sahne de kurulmuş.. Konser, gösteri tarzı organizasyonlar burada düzenlenecek.. Expo konseptli hediyelik eşya satan mağazalarda bir çok ürün bulabiliyorsunuz.. Gene bir çok noktada bozuk para ile çalışan içecek makinaları mevcut sususzluğunuzu gidermeniz adına.. Makinalar dışında minik büfeler de koymuşlar, içecek dışında sandviç vb. şeyler de satılıyor.. Bizim dikkatimizi çeken nokta çöp kutularının sayısının biraz az olmasıydı.. Bu kadar çok insanın açlık/sususzluk giderdikten sonra çöplerini atabilmeleri için daha sık koyulması gerekir bence çöp kutularının.. Ve tabii gene umumi tuvaletler de çok sayıda mevcut.. İçerisi Cumartesi günü itibariyle gayet temiz görünüyordu 🙂
Yukarıda da bahsettiğim gibi Puxi’den Pudong’a, yani nehrin batısından doğusuna geçmek isteyenler için feribot seferleri yapılıyor.. Biz de feribotlardan bir tanesine binerek Pudong tarafına geçtik.. Asıl kalabalığın Pudong tarafında olduğunu feribottan iner inmez anlıyorsunuz.. Bir çok ülke pavyonu hala son hızla sürdürülen inşaat çalışmaları nedeniyle kapalıydı ama açık olan pavyonların önünde uzun kuyruklar oluşmuştu.. Özellike Japonya ve Suudi Arabistan pavyonlarının önünde oluşan kuyrukların sonunu göremedik yani, o derece 🙂 Bir çok noktada bulunan büyük tabelalardaki haritaları inceleyerek o an nerde olduğunuzu, hangi ülkenin pavyonunun nerde olduğunu, en yakın çıkışın, tuvaletin vs. ne tarafta bulunduğunu görebiliyorsunuz.. Ayrıca bir çok standdan el haritası da alabilirsiniz ama Cumartesi itibariyle haritaların tamamı Çinceydi.. İngilizce versiyonları da gelir diye tahmin ediyorum haftaya kadar..
Pudong’taki fuar alanı Puxi’ye göre daha büyük bir alana yayılmış ve yürü yürü bitmiyor gerçekten 🙂 Eğer geniş zamanınız varsa sadece buraya bile 3 gün ayrılabilir.. Girişlerde bekleyeceğiniz zamanı da gözönüne almalısınız tabii.. Her ülkenin pavyonu kendisinden bir parça yansıtacak şekilde tasarlanmış ve herbiri gerçekten çok güzel ve farklı görünüyorlar.. Expo’da Türkiye ile ilgili gözlemlerime ayrı bir yazıda yer vermek istediğimden dolayı bu yazıyı burada bitiriyorum yavaş yavaş 🙂 Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim, Çinli dostlarımız aynen Olimpiyatlarda olduğu gibi burada da “büyük organizasyon nasıl düzenlenir” dersini tüm dünyaya gösteriyor durumdalar.. Bu site vasıtasıyla kendilerini tebrik etmek istiyorum..