Sayılı gün çabuk geçer derler, bir de Şanghay’da olunca iyice çabuk geçti ve tatilimizin son gününe geliverdik. Aslında dönüş uçağımız bir sonraki günün sabahındaydı ama o gün sabah erken bir kahvaltı yapıp sonrasında havaalanına gideceğimiz için asıl son günümüz bugün, yani pazar günüydü 🙂 Son günü daha rahat, koşuşturmacasız ve hatta mümkün mertebe Didi’siz geçirmek istiyorduk, ondan dolayı önceden herhangi bir plan yapmadık, herhangi bir bilet almadık 🙂
Plan yapmadık dedim gerçi ama sabah kahvaltısı için Müge’ye epeydir söz verdiğim So Mezze‘nin bal kaymaklı Türk kahvaltısını denemeyi bekliyorduk 🙂 Kahvaltıda alacağımız kalorileri düşünerek, sabah erken saatlerde önce Müge, sonra da ben değişmeli olarak (birimizin evde Ada ile kalması gerekiyordu malum) yarımşar saat koştuk Şanghay sokaklarında. Şanghay’ın güzel ve kuru havasında koşmayı özlemişim, yollar aktı resmen ayağımın altında 🙂
Koşular, duşlar ve hazırlıklar bittikten sonra So Mezze‘ye doğru kısa bir yürüyüş yaptık. Mekana ilk gelenlerden biriydik, o nedenle arka bahçede güzel bir yer bulabildik.. Bir süre sonra hiç yer kalmamıştı.. Simit, menemen, sucuklu yumurta, ıspanaklı börek derken kapanışı da bal kaymak ile yaptık. Şanghay günlerimizin en güzel kahvaltısını yaptığımız konusunda üçümüz de hemfikirdik 🙂
Kahvaltı sonrası eski mahallemizde ailecek bir yürüyüş yaptık.. 2009-2018 arası müdavimi olduğumuz Starbucks‘ta, 2024’te bu sefer Ada ile beraber içtik kahvelerimizi.. Gene market alışverişi için sık sık gittiğimiz Lianhua’da bu sefer kızımızla dolaştık, çocuk reyonundan bir sürü ıvır zıvır aldık 🙂 Bizimle uslu uslu takıldığı için Ada bir ödülü hak etmişti ve sıradaki hedefi bir kez daha Mini Mars olarak belirledik.
Dianping uygulaması sayesinde normalden biraz daha uygun fiyata 2 yetişkin 1 çocuk bileti alarak içeri girdik ve Ada’nın gönlünce eğlenmesine tanıklık, bazen de eşlik ettik. Mini Mars sonrası karnımız hafiften acıkınca ilk günden beri tadı damağımızda kalan ve bir kez daha ziyaret etmek istediğimiz Papito‘ya yürüyelim dedik ve birer tuzlu birer tatlı kreple karnımızı doyurduk 🙂
Eski mahallemizde yürümeye devam ediyorduk, bu sefer de West Nanjing Road’un ve metro istasyonunun arka paralelinde kalan meşhur yaya yolu Wujiang Road‘a göz atmak istedik, sağlı sollu mağazaları inceleyerek, bazılarına da girerek biraz da burada vakit geçirdik. Sıradaki hedefimizi Müge belirledi ve bu sefer Didi mesafesinde yer alan Ferguson Lane‘e yol aldık.
Şanghay’da ben ne kadar Jingan’cıysam Müge de o kadar French Concession’cı diyebilirim 🙂 Bu bağlamda Ferguson Lane ziyareti ve sonrasında Wukang Road’dan yukarı çıkıp Anfu Road, oradan da Wulumuqi Road derken Müge’yi French Concession’a doyurduk diyebilirim 🙂 Tabii bu esnada Ada’yı da iyice yorduğumuz için günün sonunda gene Didi kullanarak eve dönmeyi tercih ettik.
Akşam yemeği için çok uzaklara gitmek istemedik ve gene favori mekanlarımızdan biri olan Vietnam restoranı Saigon Mama‘da birer Pho çorbasıyla Şanghay’daki son akşamımıza noktayı koyduk. Dolu dolu geçirmeye çalıştığımız bir ziyaret oldu ve hepimiz çok memnun kaldık. Şansımıza havanın da çok güzel oluşu gezimize ekstra güzellik kattı. Darısı sonraki seyahatlere diyelim 🙂
O pembe binaların dili olsa da konuşsa, birlikte ne güzel anlarımız olduğunu …
Pembe değil de turuncu/kiremit diyelim bence, anılar konusunda haklısınız ama 🙂
Final güzel olmuş. Biz de sizinle beraber gezdik ve anılarımızı canlandırdık. Eline diline ve yüreğine sağlık. Bundan böyle Şangay rehberi zenginleşerek varlığını sürdürecek anlaşılan. Selam ve sörvgiler hepinize.
Duygusal bir finalle bitirdik filmi 🙂
Bu yolculugun gizli kahramani Ada diyebilirim. Didi harici yuruyerek gecirilen surelerdeki performansi goz doldurdu 🙂
Hepinize kucak dolusu sevgiler..
Çok doğru bir tespit olmuş, kızı olan kızı olanın halinden anlıyor resmen 🙂 Biz de Müge ile aynı şeyi düşünmüştük, sağolsun Ada (artık kucak da istemiyor) tüm yürüyüşlerimize hiç arıza çıkarmadan eşlik etti. Şanghay sokaklarında yürümenin tadı başka tabii 🙂
Dejavu dolu bir seri ile gozumuze bir pit dusmedi degil 🙂 Bence artik Sangay Muhtarinin Sangaya donme zamani gelmedi mi 🙂 Ada gunu geldiginde babasinin Sangay icin ne anlam ifade ettigini bu blogtaki yazilari okuyarak anlayacak ama tabi bizim de anlatacak cok seyimiz olacak.
Tekrar welcome back sangayrehberi.com
Şangay muhtarı Şangay’dan hiç ayrılmadı ki 😛
Babasının Şangay için değil de, Şangay’ın babası için ne ifade ettiğini yavaş yavaş öğreniyor walla Ada da, arada meşhur Şangay silüetini çiziveriyor boş bir kağıda 🙂
Evrencim sen de gel, seninle de arşınlayalım sokakları, yazalım yazıları!