Üçüncü günümüzü uzaklarda bir aktiviteye ayırdığımız için sabah kahvaltısını hızlıca aradan çıkarmamız gerekiyordu. Bu nedenle Shanghai Centre içinde bulunan Baker & Spice‘da hızlıca bir kahvaltı yapıp yola çıkmaya karar verdik. Mekanın yumurtalı, kruvasanlı güzel kahvaltılıklarından yiyip meyve suyu ve çaylarımızı içtikten sonra, yine yeni yeniden, Didi çağırarak şehrin doğusuna doğru yol almaya başladık.
Bugünün ana hedefi Şanghay Vahşi Hayvan Parkı (Shanghai Wild Animal Park) idi. Pudong Havaalanı’ndan bile uzakta olan bu parka Puxi tarafından geliyorsanız 1 saatlik bir yolu göze almanız lazım. Biz de yaklaşık 1 saat sonra parkın kapısına varmıştık. Biletleri önceden Trip.com uygulamasından almış olduğum için girişimiz hızlı ve sorunsuz oldu.
İçerisi beklediğimizden biraz daha kalabalık, hava da beklediğimizden biraz daha sıcak olduğu için burada bir kaç saat keyifli vakit geçirip, vahşi hayvanlarla tanıştıktan sonra öğle yemeği için Puxi tarafına geri dönmeye karar verdik. Bir saatlik dönüş yolunu da göz önüne alarak çok geçe kalmadan Didi çağırıp dönüş yoluna başladık.
Ada’ya sağlıklı yemek, daha doğrusu favori sebzeleri olan brokoli ve karnıbaharı bulabilmek tatillerde restoran seçerken gözönüne aldığımız önemli bir etken oluyor. Bu bağlamda Xinjiang mutfağının kaliteli restoranlarından olan Xibo‘yu gözümüze kestirdik ve Maoming Road üzerinde bulunan şubelerinde (öncesinde arayıp menü ile ilgili biraz datay sorduktan sonra!) karnımızı güzelce doyurduk.
Yemek sonrası West Nanjing Road’da anne-baba-kız üçlüsü şeklinde güzel bir yürüyüş yaptık. Bu esnada Hong Kong’dan beni darlamakta olan sevgili kardeşim Gençer’in bir işi için hızlıca bir kaç banka ziyareti yaptım, abi yüreği böyle bir şey işte.. Ben banka işleriyle uğraşırken Müge’ye favori içeceği olan Starbucks‘ın Earl Grey çayından ısmarlayarak biraz vakit kazandım 🙂
Sonrasında kaldığımız yerden West Nanjing turumuza devam ettik. Canımız hafif bir tatlı molası vermek istedi ve bu sefer de La Creperie‘nin nutella/muzlu krepini deneyelim dedik. Ne var ki daha önce Papito’da yediğimiz krepin yerini tutmadı. Malzemeden epeyce kısmışlardı karşılaştırma yapmak gerekirse, Papito dururken bir daha krep yemeyiz diye düşünüyorum 🙂
Tatlımızı da yedikten sonra eve dönüp biraz dinlenmeye karar verdik. Daha önceden aklımda olan ama kaçta işimizin biteceğini bilmediğim için biletini almadığım Era Akrobasi Gösterisi (ERA2 – Spirit Of Shanghai) için yeterli zamanımız olduğunu farkederek hemen bilgisayarın başına geçtim ve biletleri aldım. Uzun zaman önce izlediğimiz bu gösterinin Ada’nın da hoşuna gideceğini tahmin ediyorduk.
Başlangıç saatinden yaklaşık 1 saat önce yola çıktık ve Didi bizi gösterinin yapıldığı Shanghai Circus World‘e bıraktığında daha epeyce vaktimiz vardı. Hızlıca giriş işlemlerini hallettik, tribünlerdeki yerimizi aldık ve maç saatini beklemeye başladık 🙂 Era Show her zaman olduğu gibi (yenilenmiş içeriğiyle) epeyce etkileyiciydi ve heyecanlıydı. Ada da tahmin ettiğimiz gibi gerçekten çok sevdi bu gösteriyi.
Çıktığımızda saat 9’a geliyordu ve artık iyice yorulmuştuk, dilekolay nerdeyse 13 saattir gezme modundaydık 🙂 Artık yapmamız gereken Didi çağırıp eve gitmek ve güzel bir uyku çekerek bir sonraki güne hazırlanmaktı, çünkü bizi sportif bir aktivite bekliyordu 🙂